arsiv

3 aylık Aura deneyimim yapmak istediğim çok kişisel bir proje ile başladı. Aslında tam olarak ortada proje de yoktu, biriktirdiklerim ile gelmiştim. Elimdekilerden bir şeyler çıkacağını hissetsem de nasıl birleşir, ne çıkar bilmiyordum. Mezun olalı henüz bir sene oluyor (du). Daha önce pek çok şey tasarlamış fakat neredeyse hiç işin mutfağına girmemiş oradan oraya malzeme aramaya çıkmamıştım. Eskizde başlayan, oradan rhino ekranına geçe en son ise autocad'de .dwg formatında pişen projelerin içerisinde yer aldım. Karaköy'e taşınalı ise 6-7 ay olmasına rağmen bir ofiste çalıştığımdan marangoz / atölye bulacak zamanım pek olmamıştı.
İlk adımı atmak hep en zoru sanırım. rahatsizedici.org'da tasarlamayı planladığım pek çok strüktürden biri üzerine yaziyorum aslında bu yazıyı. Videosunu bitirdiğim, planlamasını, autocad çizimlerini bitirdiğim ve 'yalnızca' üretimi kaldı, diğer strüktürlere geçebilirim diye düşündüğüm 'Cennetten Bir Bahçe' projesi.




Tasarlanan ve çizilen bir işin, üretimden birebir aynı şekilde çıkması önemli bir meziyet. Ancak, ya tasarımda ufak da olsa bir hata varsa? Ya da çözülmemiş bir alan kalmışsa? Bu durumda ne yapılmalı? Tasarımcıya mı danışılmalı, yoksa usta insiyatif mi almalı?
Eskiden bu soruya tereddütsüz “ilk yolu seçerdim” diye cevap verirdim. Şimdi ise kafam karışık. Çünkü bu konuda yaşadığım bir deneyim beni farklı düşünmeye itti.
Strüktür üzerine yaptığım ilk diyalog, daha işin başında, kesime verdiğim parçaların toplanması sırasında gerçekleşti. Usta, yaptığı müdahaleyi biraz çekinerek anlatıyordu ve “İstersen tekrar yaparım” diyerek kendini garantiye almaya çalışıyordu. Ancak yaptığı müdahale gerçekten müthişti. Benim Rhino ekranında sıkıcı bir şekilde çözmeye çalışacağım bir sorunu, son derece basit ve aynı zamanda estetik bir şekilde, kısa sürede halletmişti. Tavla detayı!
Üstelik bu diyalog, strüktüre yapılan ilk estetik müdahaleydi ve sonraki aşamalarda belirleyici bir rol oynayacaktı.

ilk kez kendi yaptığım strüktürü taşımak zorunda olmak
bir şeyleri değiştirmem gerektiğini gösterdi. mimarlıkta çok yaşamadığım bir şey fakat küçük ölçek bir strüktür yapıp kendim kullanacaksam önemsiz bulduğum veya üzerine daha az düşündüğüm her detay önemli olmaya başlıyor.
ilk olarak strüktürü hafifletmek için eminönü tahtakale'de enes usta'yı buldum. enes usta portatif midye, simit tezgahı gibi strüktürleri çok hızlı şekilde üretiyor. ben projemi anlattığımda ilk önce yakında bir mobilyacıya gitmemi tavsiye etse de istediğim şeyin tam da yaptığı gibi taşnabilir bir strüktür olduğunu anlatınca her gün yaptığı strüktürlerin boyutlarıyla oynayarak bir tane de benim için yapabileceğini söyledi


eğer kutuyu da ustaya yaptırsaydım maliyeti ciddi bir şekidle artıyordu. öyleyse var olan kutu üzerine oynamayı seçtik. ilk başta düşündüğüm kadar steril bir görüntü olmayacaktı. iyi ki de olmamış. enes ustadan ilk olarak kutuyu taşıyabilmem için bir kulp istedim. eminönünde olduğumuz için hızlıca bir mutfak kulpu seçip kutuya dahil etti.


